3 Temmuz 2011 Pazar

Tanzanya Canavarı

Gezi Tarihi: Kasım 2010

“Neee Tanzanya mı?”
"Ne işin var Tanzanya'da?"
"Haa şu Avustralya'nın altında olan ada değil mi?" (Bkz. Tazmanya)
"Ooo Tanzanya Canavarı'nı da görürsün sen şimdi" (Bkz. Tazmanya)

Türünden söylemler sarf etmişti eş dost bu yolculuğa çıkmadan önce. Tanzanya'nın yurdumuzda bilinirliği malumunuz az. Nitekim Fas'dan gayrı Afrika görmüşlüğüm olmamasından mütevellit benim için de ülke bir soru işareti idi. THY’nin yazın başlayan seferlerini fırsat bilip üçüncü dünya ülkesinden üçüncü dünya ülkesine sürüklediğim sevgili eşim Esra ile yola koyulduk.

Hindistan ve Arap ülkelerindeki satıcı/esnaf yapışkanlığı, zevzekliği ve rahatsız ediciliği sonrasında Tanzanya ahalisinden de benzer negatif hareketler bekliyordum. Ne denli de yanılmışım... Belki de onlardan daha fakir olmalarına rağmen Tanzanya halkı inanılmaz derecede efendi ve dürüst. Sohbetleri ve ısrarları kararında, asla bezdirmiyorlar. Çeşitli etnik gruplar mevcut olsa da Avrupalıların terkinden sonra iç savaş görmemiş birkaç Afrika ülkesinden biri Tanzanya. Ülkenin Atatürk'ü Nyerere'nin (Bkz. Julius Kambarage Nyerere) diğer Afrika ülkelerinden farklı olarak yüzyıllarca onları sömüren ülkenin dilini değil de kendi öz dilleri olan Swahili'yi resmi dil yapması halkın çatışmadan dostane bir şekilde yaşamasında büyük rol oynamış. Sıcak iklim insanının fakir ama mutlu olma kuralı burada da geçerli. AIDS denen illet sebebiyle ortalama ömür 50 yıl olunca şu fani dünyayı takmamayı ziyadesiyle öğrenmişler. (Halkın %8’i AIDS’li !) Lion King filminin ünlü ettiği Swahili dilinde “dert etme, salla Allah aşkına” manasındaki Hakuna Matata lafı da bu vesileyle dillere pelesenk oluyor.

Ülkede Türkiye'nin bilinirliği ise oldukça yüksek. Kimle konuşsak Feza Koleji'ni (Bkz. okyanus ötesi) biliyor. Biz "Neeee Tanzanya mı?" diyekoyalım başkent Darüsselam'da 3, Zanzibar'da 1 tane olmak üzere 4 adet Feza Koleji yıllar önce açılmış. Okullara büyük bir saygı gösteriyorlar. Hatta cumhurbaşkanının ve başbakanın çocukları bu kolejlerde okuyormuş. Bu kanal üzerinden yaklaşan işadamlarımız da çoktan ticarete girişmiş. Son gün havaalanında gördüğümüz her halinden bu kanalı kullandığı belli bir kardeşimiz Tanzanyalı bir zat ile harıl harıl iş konuşuyordu.

Geziye 2 günlük kısa bir safari ile başladık. Popüler safari destinasyonları kuzeydeki Kilimanjaro Dağı yakınlarındaki Serengeti Milli Parkı ve Ngorongoro Krateri olsa da zaman kısıtı sebebiyle biz Darüsselam yakınlarındaki Mikumi Milli Parkı'nı tercih ettik. Serengeti’yi bilmiyorum – mukayese edemem – ama Mikumi bize fazlasıyla yetti. Yaşanan başlıca olayları şöyle özetlemek mümkün: Gecenin bir yarısı hallice bir çadırdan ibaret odamızda uyurken takribi 20–30 m öteden gelen ve bilinmeyen bir vahşi hayvan höykürmesi ile uyanma, bu olayı henüz sindirememişken odanın içinden geldiğini düşündüğümüz bir çatırtının yarattığı yürek çarpıntısı, sonrasında yavru bir filin hemen yanı başımızdaki dalları yediğini anlayarak bir nebze olsun rahatlama, - gündüzünde ise - henüz az önce kalçasından iki parça alınarak öldürülmüş bir buffalo, başında nefes nefese bekleyen olayın müsebbibi aslanlar, bir ağaç gölgesine sığınmış yan yana duran 23 tane zürafa, caddede karşıdan karşıya geçen maymunlar, zıpzıp gezen impala türü geyikler, filler, akbabalar, vb… Mikumi, Serengeti kadar popüler bir safari noktası olmadığı için bu canlı National Geographic Wild deneyimini daha tenha bir turist öbeği ile gezmek ise büyük bir avantaj...

Birçok turist safari kısmını pas geçerek ülkenin asıl turist rotası olan Zanzibar Adası’na yollanıyor. Safari her ne kadar unutulmaz bir deneyim olsa da Zanzibar’a gitmek için sabırsızlananlara hak vermemek elde değil. Rahatlıkla söyleyebilirim ki hayatımda gördüğüm en güzel, en beyaz plajlar ve en mavi, en yeşil deniz burada. Özellikle adanın kuzeyindeki Kendwa ve Nungwi kumsalları ömre bedel. Aynı zamanda, adanın ana kenti olan Stone Town’un Arap izleri taşıyan güzel kapılı sokaklarında dolaşmak, baharat bahçelerinde gezinmek, bu baharatlarla misler gibi pişirilmiş çeşit çeşit deniz mahsulünü tatmak, birbirinden güzel tropik balıkların cirit attığı resiflerde dalmak ve havyan irisi sürüngenlerden köşe bucak kaçmak adada yapılası diğer aktiviteler…

THY’nın uçuşları ile Tanzanya bizlere artık daha yakın. Gün geçmiyor ki basın yayın organlarında yeni bir Tanzanya haberi görmeyelim. Uçaktaki Türk turist yoğunluğundan ve kaldığımız plajda bile bizden başka 2 Türk aile olmasından dolayı bilinirlik konusunun hızla ilerlediğini söylemek mümkün. Tanzanya’da ne işimiz olduğunu ifade ettiğimizi ümit ederken sözlerime Kenya kaynaklı olsa da Tanzanya’da da adımbaşı söylenegelen Jambo Bwana adlı şarkı ve derin manalar içeren çevirisi ile son veriyorum.


Jambo - Merhaba
Jambo, Jambo Bwana - Hoş geldiniz, hoş geldiniz, beyefendi
Habari gani - Nasılsınız
Mzuri sana - Çok iyisiniz
Wageni, mwakaribishwa - Yabancılar buyurunuz
Kenya yetu Hakuna Matata - Bizim Kenya’mızda dert yoktur
Kenya nchi nzuri - Kenya güzel bir ülkedir
Hakuna Matata. - Dert yok
Nchi ya maajabu - Harika bir ülke
Hakuna Matata - Dert yok
Nchi yenye amani - Barış dolu bir ülke
Hakuna Matata x 3 - Dert yok
Hakuna Matata - Dert yok
Hakuna Matata - Dert yok
Watu wote - Haydi herkes
Hakuna Matata - Dert yok
Wakaribishwa - Buyrun
Hakuna Matata - Dert yok
Hakuna Matata - Dert yok
Hakuna Matata. - Dert yok
Mpaka mwisho - Sonsuza dek

FOTOĞRAFLAR:

Hiç yorum yok: