14 Eylül 2012 Cuma

Hangi mil kartını almalı? (Son güncelleme: 10 Şubat 2016)

Bu incelemenin ilk halini Eylül 2012'de yayınlamıştım. Bankalar o zamandan bu yana avantajları sürekli düşürdüler. Hiçbirinin eski cazibesi kalmadı, avantajları Worldcard ve Bonus benzeri düz kartların seviyesine indi. Mevcut haliyle hangisi en iyisi diyorsanız buyrun...

Kısa cevap arayanlar için baştan en iyi kartı açıklayayım. Merak edenler detaya devam edebilirler. Şu an en iyi kart, TEB Bonus Kart - Mil Programı.

Bu 4. güncellemem oluyor. Önce 2010 öncesinde çok faydasını gördüğüm Miles & Smiles bir bir avantajlarını yitirmişti. Akbank Wings az da olsa öne çıkıyordu ama 2015'de tüm avantajlarını yitirdi ve en kötü kartlardan biri oldu. Bu senenin sürprizi TEB Mil Kart! Sonrasında Vakıf Milplus, ING Pegasus, ille de THY diyorsanız Garanti Miles&Smiles, kampanyalarını takip edip kendinizi ona göre ayarlayabiliyorsanız YKB Adios değerlendirilebilir. Diğer mil kartlarını almaya değmez. Bonus benzeri kartlardan kullanmak daha iyi...

Şimdi gelelim detaylı incelemeye...

Garanti - Miles & Smiles
Önce 1 TL'ye 1.5 mil verilirken önce kazanım 1 TL'ye 1 mile düşürüldü. Sonra bu kazanım alışverişe göre 1 TL'ye 0.1 mil, 0.5 mil, 0.75 mil şeklinde iyice azaltıldı. Aynı sırada tüm lounge'lar kapatıldı. Birçok kişi kartı iptal ettirince durumu toparlamak adına çeşitli mil kampanyaları başlatıldı. Bu kampanyalar aydan aya değişiyor, dikkatli takip edilirse yüksek miller kazanmak mümkün. Böylelikle, kart eski formuna yaklaştı gibi görünüyor.
Bu kartın en büyük avantajı THY ile uçarken kazanılan milleri alışverişten kazanılan millerle aynı havuzda birleştirme özelliği idi. Ancak, THY 1 Haziran 2014 itibariyle uçuştan kazanılan milleri (statü milleri) bilet sınıflarına göre değiştirdi ve ciddi şekilde azalttı. Bunu da güzel bir şey gibi lanse etmeye çalıştılar! Bu çalışma, harcamaya bağlı milleri incelese de uçuş millerinin azaltılması olumsuz bir gelişme oldu.
Çok uçanlar THY'nin Classic Plus ve Elite kartına geçebiliyor ve x1.25 ve x1.5 oranında millerini arttırabiliyorlar. Classic Plus için 25000 statü mil gerekiyor. Elite için ise 40000 statü mil gerekiyor. Ancak statü millerin azaltılması sebebiyle özellikle Elite'i hak etmek bundan böyle imkansıza yakın. Sanıyorum yılda 10-15 defa ABD'ye gidip gelmek gerekiyor! Kesinti öncesi bunları alabilenler oldukça şanslılar.
American Express versiyonu yine x1.25 veriyor. Hesapta Mastercard ve AmEx ortalamasını kullandım.
Sektöre göre değişen mil oranları (0.1, 0.5 ve 0.75), extra mil kampanyaları ve sözüne mil avantajları sonrası ortalama 0.85 mil/TL kazanıldığı ortaya çıktı, hesapta bu kullanıldı. (Classic Plus için 0.85x1.25, Elite için 0.85x1.5)
Ödül bilet için az yer ayrılması, çoğu durumda yer garantili bilet zorunluluğu yüzünden 2 kat mil harcama durumu hala ciddi bir problem olarak duruyor. (Mil Tabloları)
Artık vergilerin de mille ödenebiliyor olması ise büyük avantaj. Tax&Smiles adlı bu uygulamada 1000 mille 15 TL'lik vergiyi ödeyebiliyorsunuz. Ancak, bu uygulama bazı hatlarda avantaj olarak ortaya çıkarken, bazı hatlarda mantıksız olabiliyor. Vergiyi parayla mı yoksa mille mi ödemek daha mantıklı olur diye her seferinde incelemek lazım. Örnek karşılaştırmayı alttaki tabloda görebilirsiniz.

Avantajı: THY ile uçmak, artık verginin de mille ödenebiliyor olması, son dakika biletlerinde yüksek mil harcanmasına rağmen avantajlı olabilmesi, sözüne mil ve diğer ekstra mil kampanyaları
Dezavantajı: THY ile uçmak (?), alan vergisi, sürekli azaltılan faydalar, lounge'ların iptal edilmiş olması, THY zorunlululuğu, limitli kapasitede sıklıkla yaşanan ödül bilet bulamama & 1.5-2 misli mil harcayarak garantili bilet almak zorunda kalma, THY'nin statü milleri azaltmış olması


Akbank - Wings
1 TL'ye standart 1 mil veriyordu. Daha önce en iyi karttı, önce harcama millerini %25 arttırdılar. 2015'de önce 1 TL'ye 0.8, hemen sonrasında 0.67 mile düşürdüler. Birçok sektörde ise yalnızca 0.1 kazanılacak. Buna karşın, az da olsa kampanya mili ve chippara verdikleri için hesaplamada 0.67 mil/TL kullanıldı. Hangi uçuşa kaç mil gittiğini ise web sitesinden görebiliyorsunuz. (Mil hesaplama) Akbank'daki hesabınız 100.000 TL'den fazla ise veya min 100.000 TL kredi çekmiş iseniz %25 ek puan kazanılıyordu, iptal oldu. Wings'in "Rüya Şehirler" kampanyası ile her ay üç şehirde yarı puanla uçma fırsatı kazanılıyordu, bu da iptal edildi. Millerin 2 takvim yılı sonrasının Mayıs ayında sıfırlanıyor olması ciddi bir problem olmaya devam ediyor. Lounge'lar kapatıldı. Belli ki zarar ediyoruz denilerek bu kart özetle tamamen gözden çıkarıldı. Tamamen unutun.

Avantajı: -
Dezavantajı: Ucuz uçuşlarda düşük avantaj, millerin 1.5 yılda sıfırlanması, 22 Ekim 2013'de millere yapılan %25'lik zam, Rüya Şehirler kampanyası'nın sonlandırılması, sözüne mil kampanyasının sonlandırılması, 2015'de yapılan %50 kesinti, kapatılan lounge'lar


Yapı Kredi - Adios
Bunun kazanımı oldukça karışık. Sanıyorum anlaşılmasın diye hesaplamalara birçok bizans oyunu gizlenmiş. Mil değil puan kazanılıyor. (1 worldpuan = 0.005 TL) 1 TL harcamaya 0.1 puandan 2 puana kadar farklı varyasyonlar kazanılabiliyor. Eşim bu kartı kullanıyor. Harcamalarında 1 TL'ye ortalama 0.9 puan kazandığını gördüm, karşılaştırmada bunu kullanacağım. Kazanım iç hat uçuşlarında 1.1-1.6 (1.6-2.0 idi) ile, dış hatta ve otellerde ise 1.7-2.4 (2.5-3.1 idi) ile çarpılıyor. (Kat Kat Değerli Puan) Hesapta ortalamaları olan 1.35 ve 2.05 baz alındı. Sonuçta harcadığınızı iç hatlarda ortalama %0.61 (%0.81 idi), dış hatlarda ve otellerde ise %0.92 (%1.26 idi) oranında geri almış oluyorsunuz. Yani, 2015'de %35'lik kesinti oldu. Eğer Adios'u yalnızca 1 TL'ye 2 puan veren kampanyalı yerlerde (genelde World Card anlaşmalı giyim mağazaları) kullanabilirseniz ve 2.4 kat kat değerli puanı denk getirebilirseniz kazanç %2.4'ü buluyor. Bu da Adios'u çok iyi bir kart yapıyor ama bu çok kolay değil tabii.
Bu kartta kampanyalar çok kritik. 299 TL'ye Avrupa'ya, 149 TL'ye yurtiçi gibi kampanyaları olabiliyor. Avantajlı bir kampanya yakalarsanız %1 civarındaki kazanımı %2-3'ler mertebesine çıkarmak mümkün. Bu da çok iyi bir oran.
Avantajı: Uçuş haricindeki konaklama ve araç kiralamada kullanılırlık, her hava yolu ile uçabiliyor olmak, alan vergisinin olmaması, kampanyalarda çok iyi fırsatlar verebilmesi
Dezavantajı: Puan kazanımının çok değişken olması ve bunu ancak alışveriş sonrası POS slipinden öğrenebilmek (100 TL'ye 10 puan da 200 puan da kazanmak mümkün. Hatta artık 0 puan verdiği de oluyor. Bunu da ancak alışveriş bitince görebiliyorsunuz !), kampanya takip zorunluluğu


İş Bankası - Maximiles
7 Ekim 2012 itibariyle 100 TL'ya 1 mil verirken avantajı 125'e 1'e düşürdü, ardından Ekim 2013'de 150 TL'ye 1'e indirdi. Ve nihayet Ekim 2015'de 200 TL'ye 1 mile indiler. Böylelikle avantajlı bir kart olma özelliğini kaybetti, cazibesi kalmadı. Bunun hesabı düz. Lamı cimi yok, kazanırken 200 TL'ye 1 maximil veriyor. Direkt onu harcatıyor. Yurtdışında avantajı 1.5-2.0 oranında artıyor. Yani direkt içte %0.5, dışta %0.75-1.0 kazandırıyor. (Yurtdışı Biletlerde MaxiMil Kullanma)
Avantajı: Her hava yolu ile uçabiliyor olmak, alan vergisinin olmaması, basit hesaplama
Dezavantajı: Daha önce birçok problem yaşadığım İş Bankası tarafından sunuluyor olması, diğer bankaların yaptığı olumsuz değişiklikleri takip etmekte geri kalmaması, kazanımların iyice azalması


ING - Pegasus Kart
20 Mart 2013'de HSBC ile ortaklık bittikten sonra Pegasus, ING ile anlaştı. Ancak HSBC'deki %1.25 avantaj %1'e düştüğü için eskisi kadar avantajlı değil. Ancak, artık tüm bankaların zorla aldığı yıllık aidatı almıyor. Onu +%0.16 avantaj olarak ekledim. (Yıllık 69 TL alınmıyor, ayda 3500 TL harcanıyor varsayımı ile)

Avantajı: Aidat olmaması, görece yüksek kazanım
DezavantajıPegasus zorunluluğu, destinasyon kısıtı




HSBC - Premier Miles
% 0.5 gibi düşük bir avantaj sunduğu için detaylı inceleme ihtiyacı duymadım. Amerika uçuşlarında %33 avantajı var ama bunun bile çok anlamı yok.






Vakıfbank - Milplus 
Yapı itibariyle YKB'nin Adios'una benziyor. Nitekim Vakıfbank da YKB gibi Worldcard veriyor. (Worldcard gibi kazandırdığı varsayıldı.) Adios'a göre avantajı YKB gibi yurtiçinde 1.1-1.6, yurtdışında 1.7-2.4 ile değil de puanı direk 3 ile çarpıyor olması. (Düz kartta 2, plantinde 3 - Hesaplamada platin kullanıldı.) Ancak, ödül bilette yurtiçinde 20 TL, yurtdışında 70 TL kesmesi bu avantajını biraz götürüyor. Bu bedeller hesaplamaya dahil edildi.


Avantajı: Yüksek katsayı ile çarpım (x3)
Dezavantajı: Ödül bilette ücret alınması


Halkbank - Parafly
İlk çıktığında biletin bedelini 100'ün katlarına yuvarlıyor olması ucuz biletlerde bu kartı avantajlı yapmıştı. Ancak bu özellik bitince kartın cazibesi de bitti.
"Her yer Lounge" özelliği ilginç. Seyahat günü havaalanında harcanmak üzere 25 TL hediye ediyor. AHL'de Primeclass Lounge'a da girilebiliyor. Bunun yanısıra Paraf Günüm, Cumartesi Restoran İndirimi kampanyaları da cazip görünse de kazanımlar iyi değil.
Mil kazanımını çok değişken. (Bkz: Parafpara) Kazanım üye yerlerde %0.15 ile %1 arasında değişiyor. Hesaplarda tüm oranların ağırlıklı ortalaması olan %0.35'i kullandım. Bu oran uçuşlarda x4 ile çarpılırken araba kiralama ve paket turlarda x5 ile çarpılıyordu. Şimdi tümünü x2'ye düşürmüşler. Böylelikle en kötü kart durumuna düşmüş. Fırtına gibi başlamıştı, gereksiz bir karta dönüşmüş.

Avantajı: Her yer lounge, paraf günüm, restoran indirimi kampanyaları
Dezavantajı: Yuvarlama özelliğinin bitmiş olması, kazanımların çok azaltılması



TEB Bonus Kart - Mil Programı
Bu senenin süprizi TEB Bonus Kart! 2010 öncesi Garanti Miles & Smiles'ın altın dönemi gibi. Ben hesaplamalarımı "yaptığım alışverişin yüzde kaçını geri alabilirim" mantığıyla yapıyorum. Acaba hesabımda bir yanlışlık mı var diye inceledim. Burada aleni olarak harcamanızı yazıyorsunuz, ne kadarlık bilet alabileceğin yazıyor. Mil yok, puan yok, katlama yok. Gayet düz ve gayet avantajlı. Uzun mesafede %3 gibi inanılmaz standart değerler mevcut. Yabancıların dedikleri gibi "doğru olamayacak kadar iyi". Büyük ihtimalle, rakiplere karşı bu kadar avantajlı durmanın anlamsız olduğuna kanaat getirip onlar da büyük kesintilere gidecekler. O zamana kadar en iyi kart bu.
Not: Ben sitede verilen bilgileri kullandım. Eğer yazılmayan bir bit yeniği varsa, kullananlar lütfen bilgi versinler. Ona göre tekrar düzenleyeyim.

Avantajı: Çok yüksek kazanım
Dezavantajı: -

YÜZDE KAZANÇ TABLOSU (Harcadığım paranın yüzde kaçı karşılığında kar ediyorum?)
- Uçuşlar İstanbul çıkışlıdır. Gidiş dönüş bilettir.
- O hattaki en ucuz bilet baz alındı, varsa vergisi düşülerek gerçek kar (TL) hesaplandı. (Örnek: THY Tokyo'ya en ucuz 3406 TL'ye uçuyor. 964 TL vergi ödeyip 60.000 mil harcarsanız ödül bileti alabiliyorsunuz. Mil karşılığı yaklaşık 2400 TL avantajınız olduğunu düşünüyorsunuz. Ancak Aeroflot Moskova aktarmalı Tokyo'ya 1925 TL'ye uçuyor. Yani aslında 60.000 mil harcayıp ancak (1925-964=) yaklaşık 1000 TL'lik bir avantaj kazanmış oldunuz. Hesaplamalarda 2400 TL değil 1000 TL baz alındı. Başka bir örnek, İstanbul'dan Münih'e Onur Air ile toplam uçuş bedeli, THY uçuşunun vergisinden daha ucuz oluyor! Millerinizi harcayıp bir de fazla para harcamış olacaksınız, bunun için listede THY Münih vb negatif görünüyor.)
- Miles & Smiles için 1 TL'ye toplam 0.85 mil, Adios ve Milplus için ise 1 TL'ye 0.9 puan, Wings için 0.67 mil, Parafly için 0.266 mil kazanıldığı varsayıldı. (Referans: Geçmiş kullanımlar ve aritmetik ortalamalar) 
- Yeşil ile boyanan haneler o hattaki en avantajlı kartı gösteriyor.
- 19 farklı destinasyon hesaplamada kullanıldı. Kampanya biletler ve yüksek sezonda pahalı bileti mille kullanma durumları da hesaba dahil edildi. 19 rotanın ortalamasına göre de genel sıralama oluşturuldu.
- Tüm kartlarda yıllık ücret verildiği varsayıldı. (ING Pegasus hariç, onun da avantajı eklendi.)
- Garanti Bonus veya YKB Worldcard türevi para ödüllü kartlar ortalama yaklaşık %1.0 kazandırıyor. (Referans: Geçmiş kullanım) Eğer mil kartındaki kazanım bunun altındaysa, hiç mil kartına girmeyip efendice Bonus Card daha mantıklı oluyor.

Garanti Garanti Garanti Garanti Akbank YKB İş Bankası TEB ING HSBC Vakıf Halk
M-Smiles Tax-Smiles MS Cl Plus MS Elite Wings Adios Maximiles Bonus Mil Pegasus Premier Milplus Parafly
İzmir -0,3% 0,3% -0,4% -0,4% 0,2% 0,6% 0,5% 1,5% 1,2% 0,5% 0,8% 0,5%
Trabzon -0,5% 0,5% -0,6% -0,7% 0,4% 0,6% 0,5% 1,5% 1,2% 0,8% 1,1% 0,5%
Münih -0,3% 0,6% -0,4% -0,5% 0,4% 0,9% 0,8% 2,5% 1,2% 0,5% 1,0% 0,5%
Londra 0,0% 0,7% 0,0% 0,0% 0,5% 0,9% 0,8% 2,5% 1,2% 0,5% 1,1% 0,5%
Prag (Acil/Yaz) 2,5% 1,9% 3,1% 3,7% 1,1% 0,9% 0,8% 2,5% 0,5% 1,3% 0,5%
Oslo -0,3% 0,6% -0,4% -0,5% 0,4% 0,9% 0,8% 2,5% 0,5% 1,0% 0,5%
Roma (Acil/Yaz) 2,0% 1,6% 2,5% 3,0% 1,0% 0,9% 0,8% 2,5% 1,2% 0,5% 1,3% 0,5%
Venedik (Wingo SAW) 0,5% 0,9% 0,7% 0,8% 0,6% 0,9% 0,8% 2,5% 1,2% 0,5% 1,1% 0,5%
Tahran 0,4% 0,8% 0,5% 0,6% 0,6% 0,9% 0,8% 3,0% 1,2% 0,5% 1,2% 0,5%
Kahire 1,3% 1,3% 1,6% 1,9% 0,5% 0,9% 0,8% 3,0% 0,5% 1,2% 0,5%
Darüsselam 2,8% 1,8% 3,5% 4,2% 0,6% 0,9% 1,0% 3,0% 0,5% 1,3% 0,5%
Yeni Delhi 2,3% 1,7% 2,8% 3,4% 0,8% 0,9% 1,0% 3,0% 0,5% 1,3% 0,5%
Johannesburg 1,2% 1,2% 1,5% 1,8% 0,8% 0,9% 1,0% 3,0% 0,5% 1,3% 0,5%
Maldivler 1,8% 1,6% 2,3% 2,7% 1,1% 0,9% 1,0% 3,0% 0,5% 1,3% 0,5%
Bangkok 0,8% 1,0% 1,0% 1,2% 0,9% 0,9% 1,0% 3,0% 0,5% 1,3% 0,5%
Tokyo 1,4% 1,3% 1,7% 2,0% 1,6% 0,9% 1,0% 3,0% 0,5% 1,3% 0,5%
New York 0,4% 0,8% 0,4% 0,5% 0,8% 0,9% 1,0% 3,0% 0,8% 1,3% 0,5%
Sao Paolo 1,2% 1,3% 1,5% 1,9% 1,1% 0,9% 1,0% 3,0% 0,8% 1,3% 0,5%
Auckland 1,8% 1,5% 2,2% 2,7% 1,4% 0,9% 1,0% 3,0% 0,5% 1,3% 0,5%
ORTALAMA 1,0% 1,1% 1,2% 1,5% 0,8% 0,9% 0,8% 2,7% 1,2% 0,5% 1,2% 0,5%
SIRALAMA 7 6 3 2 10 8 9 1 5 11 4 12


Münih Business 4,2% 2,7% 5,3% 6,3% 1,0% 0,9% 0,8% 2,5% 0,5% 1,3% 0,5%
Prag Business 6,0% 4,6% 7,5% 9,0% 2,6% 0,9% 0,8% 2,5% 0,5% 1,3% 0,5%
Londra Business 2,7% 2,0% 3,4% 4,1% 0,8% 0,9% 0,8% 2,5% 0,5% 1,3% 0,5%
Darüsselam Business 5,5% 3,4% 6,9% 8,3% 1,1% 0,9% 1,0% 3,0% 0,5% 1,3% 0,5%
Bangkok Business 5,9% 4,1% 7,4% 8,9% 2,4% 0,9% 1,0% 3,0% 0,5% 1,3% 0,5%
New York Business 4,6% 3,2% 5,8% 6,9% 2,0% 0,9% 1,0% 3,0% 0,8% 1,3% 0,5%
Sao Paolo Business 4,1% 3,0% 5,1% 6,2% 1,9% 0,9% 1,0% 3,0% 0,8% 1,3% 0,5%
4,7% 3,3% 5,9% 7,1% 1,7% 0,9% 0,9% 2,8% 1,2% 0,6% 1,3% 0,5%



SIRA KART KAZANÇ GEÇEN YIL
1 TEB Mil 2,7% Yeni
2 MS Elite 1,5% (1)
3 MS Cl Plus 1,2% (2)
4 Milplus 1,2% (6)
5 Pegasus 1,2% (10)
6 Tax Smiles 1,1% (4)
7 M & Smiles 1,0% (5)
8 Adios 0,9% (9)
9 Maximiles 0,8% (7)
10 Wings 0,8% (3)
11 Premier 0,5% (11)
12 Parafly 0,5% (8)


SONUÇ
- Her koşulda, TEB Bonus Mil Kart en avantajlı kart olarak öne çıkıyor.
- Kırk yılın sırtı mil kullanıyoruz, onda da bedava business uçalım bari diyorsanız, Garanti Miles&Smiles öne çıkıyor.
- Ödül bilet kullanırken avantajınızı hesaplayın. %2'den aşağıda olmamasına gayret edin. %1.5'den aşağıda ise kullanmayın, mümkünse hakkınızı bir sonraki uçuşa saklayın.

Ben ne yapıyorum: Son puanlarımı kullanıp Miles&Smiles'ı iptal ettirdim. Kazanımları kırpmadan önce Wings'e borçlanıp puanlarımı otelde kullanmıştım. Borcu kapatınca onu da iptal ettireceğim. Artık yurtdışında yaşadığım için Türkiye'den kart almayacağım.

(Hesaplama yaptığım dosyayı detaylı görmek ve indireceğiniz dosyada değişiklik yapmak istiyorsanız: Spreadsheet)

5 Ağustos 2012 Pazar

Orta Avrupa 3: Bratislava

Serinin son yazısı Slovakya'nın başkenti Bratislava. Sanıyorum dünyanın birbirine en yakın iki başkenti olan Viyana ve Bratislava'nın (80 km) daha az bilinen olanı Bratislava'ya yine Viyana Havaalanı'ndan ulaşılıyor. Özellikle Bratislava'ya pek gidilmiyor ama Viyana'ya gidenlere buraya en azından bir gün ayırmalarını öneririm.
- Bratislava Kalesi şehri domine ediyor. Yakından görülmesi, içindeki müzelerin ziyareti yerinde olur.
- Doğu Avrupa'daki çoğu şehir gibi Bratislava da 2. Dünya Savaşı'na kadar Yahudilere ev sahipliği yapıyormuş.  Müzeler ve arta kalan anıtlar irdelenebilir.
- Zaman varsa, şehrin dışındaki Devin Kalesi de öneriliyor.
- Petrzalka denen nehrin karşı tarafına bağlayan köprü UFO yu andırıyor. UFO'ya çıkıp da tuvaletleri ayrıca incelemenizi tavsiye ederim.
- Watcher (Man At Work) isimli yerden kafa çıkaran adam heykeli şehrin maskotu, çok seviliyor.
- Şehrin kafeleri, barları çok güzel. Salına salına geziniz.
- Bratislava'daki önemli yerleri ve sokakları gördükten sonra tüm yolu kaplamış rüzgar türbinlerinin arasından Viyana'ya geri dönünüz.

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Orta Avrupa 2: Budapeşte


Orta Avrupa kentlerinin ikincisi Budapeşte. Karşılaştırmak yersiz, Budapeşte de en az Prag kadar güzel bir kent. Görülecek yerlerinin ve gece hayatının Prag'dan aşağı kalır yanı yok. Bir süre Osmanlı yönetiminde kalmış olması (1541-1699) ve dillerdeki birkaç benzer söz (cebimde elma var, vb) Macarları bize daha yakın hissettiriyor belki de. İşte notlar ve fotoğraflar...

- Şehir Tuna ile ikiye bölünüyor. Batıdaki tepelik bölüm Buda, doğudaki düzlük bölüm ise Peşte olarak anılıyor.
- Öncelikle klasik turistik yerler arşınlanmalı. BUDA: Buda Kalesi, Matthias Kilisesi, Balıkçılar Burcu, Gül Baba Türbesi. PEŞTE: Parlamento, Kahramanlar Meydanı
- Köprüleri çok güzeldir. Zincirli Köprü en ünlüsüdür, ama diğerlerini de alıcı gözle inceleyin bence. www.bridgesofbudapest.com
- Macarların hamamları meşhur, bir tanesine muhakkak gidilmeli: Gellert, Rudas, Király 
- Gece hayatı Octagon bölgesinde oldukça hareketlidir. Menza Etterem'i önerebilirim. Etterem Macarca da restaurant manasına gelip çok ahenkli bir kelimedir. 
- Vaci Utca da gece hayatının yıldızlarındandır. Ancak, buradaki sağlı sollu  "mekanımıza buyrun" sataşmalarına kulak asmayınız.
- Hele ki yazsa, muhakkak Margaret Adası'na gidilmeli, bisiklet kano aktivitelerine katılmalı.
- Aziz Stefan Kilisesi'nin içi inanılmaz etkileyici. Budapeşte Sinagog'u dünyanın en büyüklerinden biri, görülmeye değer.
- Komünizm sonrası sökülen heykellerin sergilendiği Memento Park tavsiyemdir.
- AVM sevenler için tren garının yanındaki WestEnd'i öneriyorum.
- Hazır gara gelmişken, günübirlik Szentendre ve Estergon'a da gidebilirsiniz. Ben gitmedim ama yazın Balaton Gölü de öneriliyor.

17 Temmuz 2012 Salı

Orta Avrupa 1: Prag

Mayıs başında kalçamı kırıp mobilitemi yitirmemden dolayı seyahatlere bir süre ara vermek zorunda kaldık. Ben de bu sürede, boş durmayıp daha önce birçok kez iş amaçlı gittiğim Doğu Avrupa kentlerini anlatayım, fotoğraflarını sizlerle paylaşayım istedim. Bir üçleme olacak. İlk şehir, son on yılın en popüler turist rotalarından biri olan Prag. 
Avrupa kentleri için "bilgiye ulaşması zaten kolay ve hepsi birbirine benzer" mantığı çerçevesinde gözlemlerimi kısa notlar olarak paylaşmaya gayret ediyorum. İşte Prag'ın görece az bilinen yönleriyle ilgili öneriler ve yorumlar...

- Halkının diğer Orta-Doğu Avrupa halklarından çok farklı olduğunu söyleyemem. Çok dostane tavırlar beklemeyin. Satıcıları şaşırtacak kadar densiz olabilir. 
- Ama turla ama münferit gidilmiş olsun, öncelikle isteseniz bile kaçamayacağınız  turist noktalarını görmelisiniz: Hradčany (Prag Kalesi), Golden Lane, Karluv Most (Charles Köprüsü), Staro Mesto (Eski Şehir - Old Town), Astronomik Saat, Václavské náměstí (Wenceslas Meydanı)
- 2. Dünya Savaşı sırasında Prag neredeyse hiç zarar görmemiş. Binalar yüzlerce yılın izini taşıyor. Josefov isimli Yahudi mahallesi "soyu tükenmiş bir ırkın müzesi" olarak tasarlandığı için buradaki sinagoglar özellikle korunmuş. Sinagoglar ve mezarlık oldukça ilgi çekici. 
- "Yerleşik Prag'lılar nerede eğlenir, ne yer ne içer" diyorsanız kuvvetle muhtemel Vinohradská ve Resslova Caddeleri'nde aradığınızı bulabilirsiniz. 
- Žižkov bölgesinde de gerçek Praglılar'ı görebilir, TV kulesini ve Kafka'nın mezarını ziyaret edebilirsiniz.
- Yeme olayı maalesef çoğunlukla ithal mutfaklardan ibarettir diyebilirim. Ördek, geyik eti ile svickova na smetane adlı et yemeği Çek mutfağına örnek gösterilebilir. Çekler daha çok sıvı ekmek bira konusunda ihtisas yapmışlardır. (Urquell, Budvar) İthal mutfak beni bozmaz diyorsanız, Ambiente isimli zinciri ziyadesiyle öneririm. Yer altında konuşlandırılmış Brezilya versiyonu (Brasileiro) da İtalyan versiyonu (Pasta Fresca) da çok başarılı. Josefov'daki Les Moules adlı Belçika restoranını da beğeniyorum. Ama benim favorim oldum olası, Mustek'deki birbirinden güzide iki adet sosis büfesidir. Probably the best sosis in the world !
- David Černı isimli heykeltraşın şehrin muhtelif sürpriz yerlere koyduğu şaşırtıcı heykelleri kaçırmayın.
- Metrosunu çok sevin. Hiç ayrılmayın. Havaalanından şehre giderken bile  Dejvicka'ya otobüs + metro en mantıklı çözümdür.
- Modern sanat için ilginiz ve zamanınız varsa DOX ve Veletržní Palace biçilmiş kaftanlardır.
- Letna Park'ının manzarası müthiştir. Metronomu görülmeye değerdir.
- Bir AVM görmek istiyorsanız, tercihiniz Palladium olmalı.
- Hiç gidemedim ama Vyšehrad'ın ve Petrin Tepesi'nin güzel olduğu söylenir.
- Old Town'da para bozdurmayın. Döviz büfeleri paranızı kuşa çevirir, ayaklı dövizciler ise direkt dolandırır.
- Ve son olarak, kanımca tüm Orta Avrupa kentleri arasında en güzeli Prag'dır. İçinize sindire sindire gezin...

29 Ocak 2012 Pazar

Nostalji: Interrail

Uzun süredir yurtdışı gezisine çıkmayınca, eski geziler aklıma geldi. 1997 yazında üniversite öğrencisiyken okuldan bir arkadaşımla yaptığım İtalya gezisiyle başlayan gezentilik olgusu 2001 yılında yaptığım Interrail gezisi ile perçinlenmişti. Nihayetinde 2006 senesinde dünya turu gelmişti. Bu yazıda 2001 yılına bir flashback yapıp o günleri yad etme niyetindeyim. 
Özellikle üniversite öğrencisi gençler için biçilmiş kaftan olan Interrail konusuna vesileyle parmak basayım. Interrail, bir aylık süre içinde Avrupa’da trenle ucuza seyahat etmenizi sağlayan bir sistem. Tek tek alındığında bir servete mal olacak biletleri bu ana bilet ile ucuza getirip gönlünüzce geziyorsunuz. 26 yaş altı için fiyatlar daha ucuz ama herkes bu bileti alabiliyor. Benim aldığım zaman fiyatı daha cazipti sanki ama yine de tadılması gereken bir deneyim. Bu işi yıllardan beri yapan Gençtur’dan detaylı bilgi alınabilir. (http://interrail.genctur.com/index.htm)
O zaman tuttuğum notların altına şimdiki görüşlerimi iliştirdim. Fotoğraflardaki toyluk, yazılardaki bodoslamalık dikkat çekici. İşte 25 yaşındaki halimle interrail anılarım…

9 Temmuz 2001 – Çeşme – Ege Denizi
Çeşme’den 9.30 gibi çıktık. Güvertenin arkasındaki mekânda kahvaltı ettik. Telefonla konuşma şu bu derken aşağıya inip çok da pahalı olmayan Amstel takıldık. Yolda Fin gemisi görmek oldukça ilginçti. Baltık, Cebelitarık oralardan dolaşıp gelmiş. Şu an Sakız’ın 100 km kadar güneybatısındayız.
(11 Yıl Sonra Gelen Yorum: İş yerinden 3 arkadaşımla beraber Çeşme’den feribot ile Brindisi’ye gidip orada ayrılmıştık, ben yalnız devam etmiştim. Şans eseri 2.5 hafta sonra ayrıldığımız Brindisi’de tekrar buluşmuştuk.)

Avni, Hüseyin ile Patras'ta
  


İyon Denizi'nde gün batarken


10 Temmuz 2001 – İyon Denizi
Uyandığımızda Patras’a varmıştık. (8.30 gibi) Çıkmamıza izin verdiler bereket. 10–17 arası kenti dolaştık. Güzel yermiş. Hüseyin, Avni, Emre ile alışveriş yaptık, döndük. Kefalonya, Korfu arasından sıyrıldık. Yattık, uyuduk.
(11 YSGY: 48 saat süren yolculuk esnasına Patras’ta inip şehri gezmiştik. Zor uyuduğumuz iki gece ama maceralı, güzel manzaralarla süslü bir deniz yolculuğu anımsıyorum.)


11 Temmuz 2001 – Brindisi / Roma
1) Uyandığımızda İtalya görünüyordu. 9.00 gibi vardık Brindisi’ye. EuroStar 10.54 treni ile 17.00’de Roma’da olmak üzere trene bindim. Şu an Bari civarındayım.
2) 15 dakika var günün bitimine, hemen yazayım. 17.00 gibi Roma’ya vardık. Trevi Çeşmesi’ne 97’de para atmamıştım, ama hesapta yokken tekrar gördük, iyi oldu. Navona Meydanı’nı bu sefer gördüm ama Sistina Chapel yine kaldı. Piazza Nazionale’de Mare e mesto diye bir pizza yedim ki enfesti. Aferin. Peroni ile birlikte iyi gitti. Gene memnun kaldım. Ve derim ki Roma yaşamak için dünyada bir numaralı şehir. Pisa’ya doğru yola devam ediyoruz.
(11 YSGY: Hesapta yokken Roma’yı ikinci defa görmüştüm. Ama şu anda zihnimde kalan hatıra kırıntılarında yine o pizza öne çıkıyor, o ne o pizzaydı öyle !)


Trevi Çeşmesi - Roma



Navona Meydanı - Roma




12 Temmuz 2001 – Nice / Cannes / Monaco
Sabah uyandığımda San Remo’daydık. 30 dk sonra sınıra geldik. İtalyan polis süresi bitmiş Çek vizeme bakıp OK verdi. Fransız polisi vagona gelmedi bile. Nice’de Baccarat isimli bir otele yerleştim. 3 gündür yatak görmemenin verdiği açlıkla banyoya ve yatağa saldırdım. Önce Cannes’a, oradan Monaco’ya gittim. Monaco gerçekten inanılmaz. Formula 1 pistini takip ettim. Fotoğraf çektim, 20.30 gibi Nice’e geri döndüm. Ortam cıvıl cıvıl, süper. Ama turistik kesim dışı 24’ten sonra ölü gibiydi. 01 gibi yattım.
(11 YSGY: O zamanlar Çek Cumhuriyeti Schengen’e dahil değildi. Monaco’daki lüksün, şatafatın haddi hesabı yoktu.)


Arc de Venet - Nice
Nice'de dinlenme
           
Cannes Film Festival'inin yapıldığı salon

Cannes kumsalları

Monaco

Formula 1'de araçların altından geçtiği otel


13 Temmuz 2001 – Aix En Provence / Marsilya
1) 9.30 gibi otelden çıktım. Kıyıda fotoğraf çektim. 11.41 treniyle Aix En Provence’a doğru yol alıyorum şimdi.
2) Aix En Provence’i 4–5 saat gezdim. Cezanne’nin memleketi, Zola’nın uzun süre kaldığı yer. Güzel bahçe ve çeşmeler var.
Akşam Marsilya’ya geldim. Genelde göçmen işgali altında gibi. Sevmedim. Ortam it kopuk dolu. Barcelona’ya gelmeden önce dallama bir Arap beni çarpmaya çalıştı. Liman çok güzel ama millet İstanbul’da mangal partisine çıkmış gibi. En iyisi Barcelona’ya kaçmak…
(11 YSGY: Marsilya denince hala tüylerim diken diken oluyor. Akşam vakti otobüsle şehrin otogarına yanaşırken şehrin ana parkını alaturka bir piknik havasında kullanan göçmen halk, kebaplar hazırlanırken yanda çocuğunu işeten anneler… Neredensin muhabbetiyle yaklaşıp benim yan cebi yoklarken yakaladığım sevimsiz tip, yakalandığını anlayınca gevrek gevrek gülmesi… Saat soran çete, İngilizce cevap vermem sonrası küfür kıyamet bağırmaları… Allahım şu 3–4 saat bitse de Barcelona trenine binsem artık dedirten saatler…)


Aix En Provence


14 Temmuz 2001 – Barcelona
Port Bou üzerinden Barcelona’ya 11.00 gibi vardım. Hemen La Sagrada Familia’ya geldim. İnanılmaz! 1–2 saat gezip Barceloneta’ya ulaştım. Liman kenarında bir paella – cerveza ikilisi iyi gitti. Olimpiyat köyü ve Coulomb heykellerini gezip Las Ramblas’taki hostele yerleştim. Ölü gibi uyumuşum.
(11 YSGY: Bu yazıda ve bundan sonrakilerde “deli gibi, dana gibi, ölü gibi” şeklindeki uyuma tabirlerinden gitgide yorulduğumu anlıyoruz. Sinede gençlik olsa da gece gündüz gitmek, bir yere kadar. La Sagrada Familia gezinin en akılda kalıcı binasıydı.)


La Sagrada Familia - Barcelona
Park Güell - Barcelona

15 Temmuz 2001 – Barcelona
Otelden 12’de çıktıktan sonra Park Güell’i gezdim. Sırtta çanta olunca oldukça zorlandım. Yürüyerek Eixample’ı gezdim. Çok güzel, geniş ve uzun caddeleri var. 17.20 treni ile Paris’e gitmek üzere istasyona geldim.
(11 YSGY: Bu günden zihinlerde kalan, o eşek ölüsü çantayla Park Güell’i tırmandığımdır. Ne delilikmiş ya Rab! Bakmayın fotoğrafta sırıttığıma…)

16 Temmuz 2001 – Paris
Austerlitz istasyonuna indim sabah. 2 günlük Paris Visite biletimi alıp hostele gittim. Türk dönercilerin yakınlarında, çok güzel bir yer. Notre Dame, Eiffel, Zafer Takı, Champs Elyssee, Concorde gördüğüm yerler. Güzel bir internet cafeye gidip 12.30 gibi döndüm.
(11 YSGY: Şimdi gidenlere önerim: Paris Visite almayınız, carnet alınız, daha mantıklı.)


Malum poz: Eiffel

Notre Dame


17 Temmuz 2001 – Paris
Louvre’a gittim. Salı kapalıymış, giremedim. Sonra Pont Neuf’e gittim. Felaket yağmur yağdı. Ayaklar oldu vıcık vıcık. Buz gibi bir hava. Şu an Türkiye’nin yandığına inanmak mümkün değil. Tipik bir mart günü sanki. Metroda paltolu bir adam bile gördüm. Metroda bir afiş gördüm. Bugün Bercy’de U2 konseri varmış! Akşam Sacre Couer’e ve Bastille’e gittim. Gece bir umut U2’a uğradım ve içeri girebildim! One’ı canlı dinledim, daha ne diyeyim. Yattım.
(11 YSGY: O zamanlar U2’yu Türkiye’de görmek bir hayaldi. Tamamen şans eseri metroda gezerken o gün Paris’te U2 konseri olduğunu öğrenmiştim. Bilet filan hak getire tabii. Konserin sonlarına doğru belki sesi dışarıdan dinlerim diye gittiğim salonda açık kapıları görünce içeri dalmış, helalinden 4-5 şarkı dinlemiştim. Gezinin en büyük sürpriziydi. Fotoğraftan pek bir şey anlaşılmıyorsa da siz bana güvenin, harikaydı.)
U2 Konseri - Bercy Paris


18 Temmuz 2001 – Paris / Brüksel / Amsterdam
Auberges de Jeunesse isimli hostelden ayrılıp Gar du Norde istasyonuna gittim. Süper hızlı trenle 85 dakikada vardık. 2 istasyon arası çantayla yürümek oldukça koydu. Feci yağmur da yedim. Ayaklar yine vıcık vıcık. Ana Meydan, Mannekin Pis ve Atomium irdelediğim yerler. Akşam Amsterdam’a geçtim. Rezil bir otelde yer bulabildim. Red Light District’i gördüm.
(11 YSGY: Thalys denilen süper trene ağzım açık kalmıştı. Böylelikle bir günde 3 şehri gezmek de nasip olmuştu.  Red Light daha önce görmediğim rahatlıkta enteresan bir yerdi tabii.)


Atomium - Brüksel







Grand Palace - Brüksel




19 Temmuz 2001 – Amsterdam/ Delft
Ali’nin kutu olayı çıktı. Önce Amsterdam çarşısına ve Van Gogh müzesini gezdim. Arles’daki Ev ve Ayçiçekleri tablolarını gördüm. Delft’e geçip Ali’nin kutusunu aldım. Külçe gibi maşallah. Berlin’e geçme düşüncem Love Parade denen cozutma sebebiyle yattı. Trenlerde 3 gün yer yokmuş. Rezil bir yere 65 florin daha vermek istemediğimden internet cafede sabahladım.
(11 YSGY: Ali’nin kutusu… Sırt çantasını daha da şenlendirmişti sağolsun :-) O gün cimriliğim tutmuş, dışarılarda sabahlayarak zorlanan bünyeye bir darbe daha vurmuştum.)


Amsterdam
20 Temmuz 2001 – Köln / Augsburg
Cuma 11 treni ile Köln’e geçtim. Ünlü katedral istasyonun dibinde olduğundan bu dev yapıyı görebildim. Süper ama simsiyah. 30 dakika sonra Münih trenine bindim. Tüm yol boyunca uyudum. 19.45 gibi Augsburg’a vardım. 2 haftadır ilk ev deneyimi iyi geldi. Erol, Birol ve Suzanne çok iyi ev sahipliği yaptılar. Mükemmel bir pizza ve apartmanın altındaki havuz insanlığımı anımsattı. Çok sağolsunlar.
(11 YSGY: Geçen sene Köln Katedrali’ni tekrar gördük. Temizlemişler, fıstık gibi olmuş. Yorgunluktan öleyazarken bir ev ortamı ile tekrar hayata dönmüştüm Augsburg’ta. Allah Erol ve Birol’dan (abimin kayınbiraderleri olurlar) razı olsun bir kere daha.)


Köln Katedrali


21 Temmuz 2001 – Augsburg
Cumartesi. Augsburg çarşısını gezdik. Tavuk yedik. Jakob denen bir adam adına düzenlenen bir panayır varmış. Oraya gittik Erol’la. Akşam Türk barına gittik. Ayakta uyuyordum. Evde deli gibi uyumuşum.
(11 YSGY: Jakobslauf diye bir atraksiyondu, Bavyera usulü gülüş eğlence vardı.)


Augsburg'da Jakobslauf şenlikleri (Erol ile)


22 Temmuz 2001 – Münih
İşkembe ve pideyle açtık günü. Motorla otobandan Münih’e gittik. Yolculuk inanılmazdı. Önce Olympia Turm’a çıktık. Tüm Münih ayaklar altındaydı. Sonra Olimpiyat Stadı’na girdik. Englischer Garten’a gittikten sonra Augsburg’a döndük. Aslanlardan ayrıldım. Münih’te Marienplatz’ı irdeledim ve çok zor yer bulduğum Viyana trenine bindim.
(11 YSGY: Motorla yaptığımız 200 km/h aklımda. Münih de güzel kentti. Orta ve Kuzey Avrupa temmuzda inanılmaz güzel oluyor. Aslında iklimsel olarak yalnızca temmuzda güzel oluyor desem daha doğru mu olur acaba? Bu vesileyle, bir Hamburg temmuzunda geçen Fatih Akın’ın Im Juli’sini  de (Temmuz’da) önermeden geçemeyeceğim.)
Münih Olimpiyat Stadı


23 Temmuz 2001 – Viyana
06 gibi Viyana’ya geldik. Batı istasyonundan güney istasyonuna geçmem gerekti. Bedava metro ile geçiverdim. Külçe modundaki çantayı locker’a kitledim. Stephansdom, Hofsburg, parlamento ve üniversiteyi gezdim. Schloss Schönburg mudur nedir, oraya gittim. El Greco özel sergisi olmasa bir şeye benzemez. Gece treniyle Venedik’e geçtim.
(11 YSGY: Doğrusu Schönbrunn… Kapalı ve yağışlı hava, belki de güzel yerlere denk gelememe Viyana’nın zihnimde çok da güzel anılar bırakmamasına sebep oldu. Geçen sene az süreliğine de yolum düştü. Fena yer de değilmiş hani)


Hofsburg Sarayı

Schönbrunn Sarayı


24 Temmuz 2001 – Venedik
Daha önce gezmeyi unuttuğum yerleri görme adına tekrar Venedik’teyim. Rivalto Köprüsü üzerinden San Marco’ya gittim hemen. Sonra gezindim durdum akşama kadar. Böylelikle tamamlandı Venedik hayırlısıyla. Şimdi Brindisi’ye geçiyorum.
(11 YSGY: Peşi sıra devam eden gece yolculukları sebebi ile iyice uykusuz kalan bedenim, fotoğraftaki Santa Maria della Salute Bazilikası’nda artık kendini koyvermişti. Şöyle oturup dinleneyim dediğim en ön sırada ortamın serinliliğinin de etkisiyle rüyalar alemine dalıvermiştim. Allah bilir kaç dakika sonra gözümü açtığımda bütün kilise cemaatinin az ötemdeki papaz efendinin yönettiği ilahilerle coştuğuna şahit olmuştum. Allah günah yazmasın.)


Gondollar - Venedik
Canale Grande - Venedik


25 Temmuz 2001 – Brindisi
Bari’de uyandım. Kompartımanda tek kişiydim. Rahat bir yolculuktu. 10.00 gibi Brindisi’deydim. Avni ve Emre ile buluştuk. Hüseyin oralarda kalmış. 16.00 gemisiyle Türkiye’ye döndüler. Ben 19.30 gemisiyle Patras’a doğru yola çıktım. Gece güvertede uyudum. Rüzgarlı ve soğuktu.
(11 YSGY: Temmuz sıcağında uyuyamıyoruz diyenlere bundan sonraki göstereceğim nokta İyon Denizi’nde seyreden bir geminin güvertesidir. Nasıl soğuktu, bak hala hatırlarım.)

Avni - Brindisi
26 Temmuz 2001 – Patras
04.00 gibi Korfu’ya geldik. Donmadan önce kuytuya geçtim. 06 gibi Igoumenitsa’ya geldik. 9.00’da kalkıp saati düzelttim. 14.00 gibi Kefalonya’ya geldik. Gece geç saatlerde Atina’ya varabileceğim.
(11 YSGY: Patras-Atina treninde yanımdaki koltukta oturan bir Alman, karşısında oturan kızcağıza aslında Yunanistan’ın AB’ye alınmaması gerektiğini anlatıyordu. İyi millet toplanıp dövmemiş. Haksız da değilmiş hani, geleceği görmüş Alaman.)


Sami - Kefalonya


27 Temmuz 2001 – Atina
(11 YSGY: Not yazımı son iki günde kesilmiş. Artık el ayak gitmemiş anlaşılan. Atina’dan aklımda kalanlar: Kalamaki isimli enfes çöpşiş, siesta vakti diye kapısında oturduğu açık kasetçi dükkanına beni almayan Yunan satıcı, Plaka’nın şen sokakları, Akropolis, Syntagma Meydanı’ndaki nöbetçi değişimi)


Akropolis - Atina

Syntagma Meydanı - Atina
28 Temmuz 2001 – Selanik
(11 YSGY: Gece yaptığım Atina-Selanik yolculuğunda oturacak yer bulamamış, 8 saatlik yolculuğu Yunan teyzelerle beraber koridorlarda geçirmiştik. Sabahında Ata’nın evine gitmiş, İzmir Kordon’a benzer deniz kenarı Leoforos Nikis Caddesi’nde dolanmıştım. Yunanların iyi niyetli ama pek de iş yapmayı sevmeyen bir tabiatta olduğunu anımsamaktayım.)


Selanik
Atatürk'ün doğduğu ev - Selanik

Beyaz Kule - Selanik


29 Temmuz 2001 – Tren – Keşan
(11 YSGY: Sabah erken kalkan trenle Dedeağaç üzerinden sınıra gelmiştim. Akşam Keşan-İzmir otobüsüyle seyahat sonlanmıştı.)

30 Temmuz 2001 – İzmir
(11 YSGY: 22 gün ve yalnızca 9’u yatakta geçirilmiş 22 gece, tümü karadan olmak üzere yaklaşık 9000 km, yorucu bir maratondan sonra şu an aklımda kalan yalnızca mutlu anılar, tebessüm dolu flashback kareleri. Yorulmuşum, uykusuz bitap kalmışım, hiçbirini anımsamıyorum. Gençler, ne yapın edin, interrail fırsatını değerlendirin.)