3 Temmuz 2011 Pazar

Medeniyet: Paris

Gezi Tarihi: Şubat 2011

Bilimum 3. dünya ülkesinde kelle koltuk yaptığımız yolculuklar sonrasında değerli eşim Esra ile artık bir muasır medeniyete ziyaret vaktinin gelip çattığına karar verdik. İzmir'den Paris'e direkt uçuş olmamasından dolayı SunExpress'in gayet hesaplı olan İzmir-Amsterdam uçuşuyla Hollanda'ya, oradan da Thalys hızlı treniyle Fransa'ya geçtik. (Geçmek istemiştik, ama biraz zor oldu da diyebiliriz. Bkz. Notlar - Son madde) Fransa'ya ve özellikle Paris'e bol miktarda turistik amaçlı gezi yapıldığını bildiğim için bu yazımı uzun tutmuyor, sizleri önce kısa birkaç not ve sonrasında çektiğim fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum.

- Binalar gerçekten muazzam. Şehirdeki en yeni bina bile yaklaşık 100 yıllık. En ücra mahalledeki alelade apartman dahi restore edilmiş ve adeta herbiri sanat eseri. Belki İtalyan şehirleri için de benzer şeyler söylenebilir ama dünyada dokusu bu kadar kuvvetli başka bir şehir yok. Keşke bizim de böyle 100 yıl önceki halini koruyan şehirlerimiz olsaydı...
- İnsanlar, özellikle de kadınlar ciddi bir estetik kaygı içerisinde. Herkes zengin/fakir, yaşlı/genç ayırmaksızın üstüne başına inanılmaz özen gösteriyor, adeta bir şıklık yarışı yaşanıyor. Dünyanın moda ve kozmetik merkezinin Paris olmasına şaşırmamalı.
- Bütün dünyada İngilizce almış başını gitmişken hala Fransızcanın bir numara olduğunu düşünüp İngilizce'yi yok saymaları fazlasıyla can sıkıcı. Koca Louvre Müzesi'nde bile açıklamalar yalnızca Fransızca yapılır mı !?
- Ben de "Adamlar 1800'lerde bizim topraklarımızdaki hazinelerimizi almış götürmüş, şimdi de utanmadan müzelerinde sergiliyor" diye hayıflananlardandım ama Louvre'daki özenli korumayı gördükten sonra sanıyorum fikrim değişmeye başladı. Misal, özenle Semadirek Adası'ndan getirilen Kanatlı Zafer Heykeli 2. Dünya Savaşı'nda başına bir hal gelmesin diye 250 km ötede bir şatoda saklanmış. Sene 2011'de "Yok arkeolojik şey, yok çömlek çıktı, yok şu çıktı, yok bu çıktı ile önümüze engeller koydular." söyleminde bulunabilen bir başbakana sahip bir ülkenin evlatları bu özende ne denli başarılı oldular ve olabilirlerdi - tamamen şüpheliyim.
- Louvre Müzesi 3 kanatta ve 4 katta kurulu her biri kendi başına önemli müze olabilecek 11 bölümden oluşuyor. Hepsini sindire sindire gezmek için tahmini 3-4 gün gerekir. En önemli yapıtı diye gösterilen Mona Lisa ise bir hayal kırıklığı. Onlarca insanı ite kaka resme 4 metre kadar anca yaklaşılıyor. Sonra 3 kat camın arkasında minicik Mona Lisa'yı gör görebilirsen. Kendinizi daha nice Caravaggio, Delacroix ve antik Mısır eserlerine hazırlayınız.
- Özellikle 18. ve 19. yüzyıl resimlerinde ressamlar kadınları -nedendir bilinmez- bir türlü giyinik tutmayı becerememişler. Tüm resimlerde bir nü havası esiyor.
- Eiffel Kulesi'ni seven de var sevmeyen de var. Ben güzel bulanlardanım. Ancak, Eiffel'e çıkmak çok anlamlı değil. Uzun süre kuyrukta beklemek durumunda kalabilir, tepede de hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. İlla şehri tepeden görmek isteyenler Sacre Coeur, o da kesmedi Tour Montparnasse'i tercih edebilirler.
- Batı tarzı binaların her daim dışının içinden daha güzel ve alımlı olduğuna kanaat getirmişimdir. Özellikle kiliselerin içi hep birbirine benzer, içerisi için fazla zaman harcamamak gezenin yararınadır. Ancak Paris Opera binası için aynısını söyleyemeyeceğim. Bu binanın içi inanılmaz etkileyici, kaçırılmaması tavsiye olunur.
- Bilinen noktaların yanısıra, daha az bilinen şu yerleri de kaçırmamanızı tavsiye ederim: St Germain, Marais, Latin Quarter, La Defense Bölgeleri & Cimetiere Du Pere Lachaise Mezarlığı, Catacombes. Yemek için de Leon de Bruxelle zincirini atlamayınız...
- Yıllardır süregelen "Acaba A ülkesinden aldığım Schengen vizesiyle ilk seferde B ülkesine girebilir miyim? Problem çıkar mı?" polemiğine birinci ağızdan cevap veriyorum. Sözkonusu ülke Hollanda ise, "Evet". Esra'nın aldığı İtalyan vizesi ile Hollanda'ya uçmak istedik, ancak Sun Express bu uçuşa izin vermedi. Denilene göre Hollanda ve Belçika kendi Schengen'lerinden başka vize kabul etmiyorlarmış. Biz de bunu sorun etmeyen Almanya'nın Frankfurt kentine uçup geziye oradan başlamak zorunda kaldık. Hollanda ve Belçika'ya gideceklerin dikkatine !

FOTOĞRAFLAR:

Hiç yorum yok: