Uzun süredir yurtdışı gezisine çıkmayınca, eski geziler aklıma geldi. 1997 yazında üniversite öğrencisiyken okuldan bir arkadaşımla yaptığım İtalya gezisiyle başlayan gezentilik olgusu 2001 yılında yaptığım Interrail gezisi ile perçinlenmişti. Nihayetinde 2006 senesinde dünya turu gelmişti. Bu yazıda 2001 yılına bir flashback yapıp o günleri yad etme niyetindeyim.
Özellikle üniversite öğrencisi gençler için
biçilmiş kaftan olan Interrail konusuna vesileyle parmak basayım. Interrail,
bir aylık süre içinde Avrupa’da trenle ucuza seyahat etmenizi sağlayan bir
sistem. Tek tek alındığında bir servete mal olacak biletleri bu ana bilet ile
ucuza getirip gönlünüzce geziyorsunuz. 26 yaş altı için fiyatlar daha ucuz ama
herkes bu bileti alabiliyor. Benim aldığım zaman fiyatı daha cazipti sanki ama
yine de tadılması gereken bir deneyim. Bu işi yıllardan beri yapan Gençtur’dan
detaylı bilgi alınabilir. (http://interrail.genctur.com/index.htm)
O zaman tuttuğum
notların altına şimdiki görüşlerimi iliştirdim. Fotoğraflardaki toyluk,
yazılardaki bodoslamalık dikkat çekici. İşte 25 yaşındaki halimle interrail
anılarım…
9 Temmuz 2001 – Çeşme – Ege Denizi
Çeşme’den 9.30 gibi çıktık. Güvertenin arkasındaki mekânda kahvaltı
ettik. Telefonla konuşma şu bu derken aşağıya inip çok da pahalı olmayan Amstel
takıldık. Yolda Fin gemisi görmek oldukça ilginçti. Baltık, Cebelitarık
oralardan dolaşıp gelmiş. Şu an Sakız’ın 100 km kadar güneybatısındayız.
(11 Yıl Sonra Gelen
Yorum: İş yerinden 3 arkadaşımla beraber Çeşme’den feribot ile Brindisi’ye
gidip orada ayrılmıştık, ben yalnız devam etmiştim. Şans eseri 2.5 hafta sonra
ayrıldığımız Brindisi’de tekrar buluşmuştuk.)
Avni, Hüseyin ile Patras'ta |
İyon Denizi'nde gün batarken |
Uyandığımızda Patras’a varmıştık. (8.30 gibi) Çıkmamıza izin verdiler
bereket. 10–17 arası kenti dolaştık. Güzel yermiş. Hüseyin, Avni, Emre ile
alışveriş yaptık, döndük. Kefalonya, Korfu arasından sıyrıldık. Yattık, uyuduk.
(11 YSGY: 48 saat
süren yolculuk esnasına Patras’ta inip şehri gezmiştik. Zor uyuduğumuz iki gece
ama maceralı, güzel manzaralarla süslü bir deniz yolculuğu anımsıyorum.)
11 Temmuz 2001 – Brindisi / Roma
11 Temmuz 2001 – Brindisi / Roma
1) Uyandığımızda İtalya görünüyordu. 9.00 gibi vardık Brindisi’ye. EuroStar
10.54 treni ile 17.00’de Roma’da olmak üzere trene bindim. Şu an Bari
civarındayım.
2) 15 dakika var günün bitimine, hemen yazayım. 17.00 gibi Roma’ya
vardık. Trevi Çeşmesi’ne 97’de para atmamıştım, ama hesapta yokken tekrar
gördük, iyi oldu. Navona Meydanı’nı bu sefer gördüm ama Sistina Chapel yine
kaldı. Piazza Nazionale’de Mare e mesto diye bir pizza yedim ki enfesti.
Aferin. Peroni ile birlikte iyi gitti. Gene memnun kaldım. Ve derim ki Roma
yaşamak için dünyada bir numaralı şehir. Pisa’ya doğru yola devam ediyoruz.
(11 YSGY: Hesapta
yokken Roma’yı ikinci defa görmüştüm. Ama şu anda zihnimde kalan hatıra
kırıntılarında yine o pizza öne çıkıyor, o ne o pizzaydı öyle !)
Trevi Çeşmesi - Roma |
Navona Meydanı - Roma |
12 Temmuz 2001 – Nice / Cannes / Monaco
Sabah uyandığımda San Remo’daydık. 30 dk sonra sınıra geldik. İtalyan
polis süresi bitmiş Çek vizeme bakıp OK verdi. Fransız polisi vagona gelmedi
bile. Nice’de Baccarat isimli bir otele yerleştim. 3 gündür yatak görmemenin
verdiği açlıkla banyoya ve yatağa saldırdım. Önce Cannes’a, oradan Monaco’ya
gittim. Monaco gerçekten inanılmaz. Formula 1 pistini takip ettim. Fotoğraf
çektim, 20.30 gibi Nice’e geri döndüm. Ortam cıvıl cıvıl, süper. Ama turistik
kesim dışı 24’ten sonra ölü gibiydi. 01 gibi yattım.
(11 YSGY: O
zamanlar Çek Cumhuriyeti Schengen’e dahil değildi. Monaco’daki lüksün,
şatafatın haddi hesabı yoktu.)
Arc de Venet - Nice |
Nice'de dinlenme |
Cannes Film Festival'inin yapıldığı salon |
Cannes kumsalları |
Monaco |
Formula 1'de araçların altından geçtiği otel |
13 Temmuz 2001 – Aix En Provence / Marsilya
1) 9.30 gibi otelden çıktım. Kıyıda fotoğraf çektim. 11.41 treniyle
Aix En Provence’a doğru yol alıyorum şimdi.
2) Aix En Provence’i 4–5 saat gezdim. Cezanne’nin memleketi, Zola’nın
uzun süre kaldığı yer. Güzel bahçe ve çeşmeler var.
Akşam Marsilya’ya geldim. Genelde göçmen işgali altında gibi.
Sevmedim. Ortam it kopuk dolu. Barcelona’ya gelmeden önce dallama bir Arap beni
çarpmaya çalıştı. Liman çok güzel ama millet İstanbul’da mangal partisine
çıkmış gibi. En iyisi Barcelona’ya kaçmak…
(11 YSGY: Marsilya
denince hala tüylerim diken diken oluyor. Akşam vakti otobüsle şehrin otogarına
yanaşırken şehrin ana parkını alaturka bir piknik havasında kullanan göçmen
halk, kebaplar hazırlanırken yanda çocuğunu işeten anneler… Neredensin
muhabbetiyle yaklaşıp benim yan cebi yoklarken yakaladığım sevimsiz tip,
yakalandığını anlayınca gevrek gevrek gülmesi… Saat soran çete, İngilizce cevap
vermem sonrası küfür kıyamet bağırmaları… Allahım şu 3–4 saat bitse de
Barcelona trenine binsem artık dedirten saatler…)
Aix En Provence |
14 Temmuz 2001 – Barcelona
Port Bou üzerinden Barcelona’ya 11.00 gibi vardım. Hemen La Sagrada
Familia’ya geldim. İnanılmaz! 1–2 saat gezip Barceloneta’ya ulaştım. Liman kenarında
bir paella – cerveza ikilisi iyi gitti. Olimpiyat köyü ve Coulomb heykellerini
gezip Las Ramblas’taki hostele yerleştim. Ölü gibi uyumuşum.
(11 YSGY: Bu yazıda
ve bundan sonrakilerde “deli gibi, dana gibi, ölü gibi” şeklindeki uyuma
tabirlerinden gitgide yorulduğumu anlıyoruz. Sinede gençlik olsa da gece gündüz
gitmek, bir yere kadar. La Sagrada Familia gezinin en akılda kalıcı binasıydı.)
15 Temmuz 2001 – Barcelona
La Sagrada Familia - Barcelona |
Park Güell - Barcelona |
15 Temmuz 2001 – Barcelona
Otelden 12’de çıktıktan sonra Park Güell’i gezdim. Sırtta çanta olunca
oldukça zorlandım. Yürüyerek Eixample’ı gezdim. Çok güzel, geniş ve uzun
caddeleri var. 17.20 treni ile Paris’e gitmek üzere istasyona geldim.
(11 YSGY: Bu günden
zihinlerde kalan, o eşek ölüsü çantayla Park Güell’i tırmandığımdır. Ne delilikmiş
ya Rab! Bakmayın fotoğrafta sırıttığıma…)
16 Temmuz 2001 – Paris
Austerlitz istasyonuna indim sabah. 2 günlük Paris Visite biletimi
alıp hostele gittim. Türk dönercilerin yakınlarında, çok güzel bir yer. Notre
Dame, Eiffel, Zafer Takı, Champs Elyssee, Concorde gördüğüm yerler. Güzel bir
internet cafeye gidip 12.30 gibi döndüm.
(11 YSGY: Şimdi
gidenlere önerim: Paris Visite almayınız, carnet alınız, daha mantıklı.)
17 Temmuz 2001 – Paris
Malum poz: Eiffel |
Notre Dame |
17 Temmuz 2001 – Paris
Louvre’a gittim. Salı kapalıymış, giremedim. Sonra Pont Neuf’e gittim.
Felaket yağmur yağdı. Ayaklar oldu vıcık vıcık. Buz gibi bir hava. Şu an
Türkiye’nin yandığına inanmak mümkün değil. Tipik bir mart günü sanki. Metroda
paltolu bir adam bile gördüm. Metroda bir afiş gördüm. Bugün Bercy’de U2
konseri varmış! Akşam Sacre Couer’e ve Bastille’e gittim. Gece bir umut U2’a
uğradım ve içeri girebildim! One’ı canlı dinledim, daha ne diyeyim. Yattım.
(11 YSGY: O zamanlar U2’yu Türkiye’de
görmek bir hayaldi. Tamamen şans eseri metroda gezerken o gün Paris’te U2
konseri olduğunu öğrenmiştim. Bilet filan hak getire tabii. Konserin sonlarına
doğru belki sesi dışarıdan dinlerim diye gittiğim salonda açık kapıları görünce
içeri dalmış, helalinden 4-5 şarkı dinlemiştim. Gezinin en büyük sürpriziydi. Fotoğraftan pek bir şey anlaşılmıyorsa da siz bana güvenin, harikaydı.)
18 Temmuz 2001 – Paris / Brüksel / Amsterdam
U2 Konseri - Bercy Paris |
18 Temmuz 2001 – Paris / Brüksel / Amsterdam
Auberges de Jeunesse isimli hostelden ayrılıp Gar du Norde istasyonuna
gittim. Süper hızlı trenle 85 dakikada vardık. 2 istasyon arası çantayla
yürümek oldukça koydu. Feci yağmur da yedim. Ayaklar yine vıcık vıcık. Ana
Meydan, Mannekin Pis ve Atomium irdelediğim yerler. Akşam Amsterdam’a geçtim.
Rezil bir otelde yer bulabildim. Red Light District’i gördüm.
(11 YSGY: Thalys
denilen süper trene ağzım açık kalmıştı. Böylelikle bir günde 3 şehri gezmek de
nasip olmuştu. Red Light daha önce
görmediğim rahatlıkta enteresan bir yerdi tabii.)
Atomium - Brüksel |
Grand Palace - Brüksel |
19 Temmuz 2001 – Amsterdam/ Delft
Ali’nin kutu olayı çıktı. Önce Amsterdam çarşısına ve Van Gogh
müzesini gezdim. Arles’daki Ev ve Ayçiçekleri tablolarını gördüm. Delft’e geçip
Ali’nin kutusunu aldım. Külçe gibi maşallah. Berlin’e geçme düşüncem Love
Parade denen cozutma sebebiyle yattı. Trenlerde 3 gün yer yokmuş. Rezil bir
yere 65 florin daha vermek istemediğimden internet cafede sabahladım.
(11 YSGY: Ali’nin
kutusu… Sırt çantasını daha da şenlendirmişti sağolsun :-) O gün cimriliğim
tutmuş, dışarılarda sabahlayarak zorlanan bünyeye bir darbe daha
vurmuştum.)
20 Temmuz 2001 – Köln / Augsburg
Amsterdam |
Cuma 11 treni ile Köln’e geçtim. Ünlü katedral istasyonun dibinde
olduğundan bu dev yapıyı görebildim. Süper ama simsiyah. 30 dakika sonra Münih
trenine bindim. Tüm yol boyunca uyudum. 19.45 gibi Augsburg’a vardım. 2
haftadır ilk ev deneyimi iyi geldi. Erol, Birol ve Suzanne çok iyi ev sahipliği
yaptılar. Mükemmel bir pizza ve apartmanın altındaki havuz insanlığımı
anımsattı. Çok sağolsunlar.
(11 YSGY: Geçen
sene Köln Katedrali’ni tekrar gördük. Temizlemişler, fıstık gibi olmuş.
Yorgunluktan öleyazarken bir ev ortamı ile tekrar hayata dönmüştüm Augsburg’ta.
Allah Erol ve Birol’dan (abimin kayınbiraderleri olurlar) razı olsun bir kere
daha.)
21 Temmuz 2001 – Augsburg
Köln Katedrali |
21 Temmuz 2001 – Augsburg
Cumartesi. Augsburg çarşısını gezdik. Tavuk yedik. Jakob denen bir
adam adına düzenlenen bir panayır varmış. Oraya gittik Erol’la. Akşam Türk
barına gittik. Ayakta uyuyordum. Evde deli gibi uyumuşum.
(11 YSGY:
Jakobslauf diye bir atraksiyondu, Bavyera usulü gülüş eğlence vardı.)
22 Temmuz 2001 – Münih
Augsburg'da Jakobslauf şenlikleri (Erol ile) |
22 Temmuz 2001 – Münih
İşkembe ve pideyle açtık günü. Motorla otobandan Münih’e gittik.
Yolculuk inanılmazdı. Önce Olympia Turm’a çıktık. Tüm Münih ayaklar altındaydı.
Sonra Olimpiyat Stadı’na girdik. Englischer Garten’a gittikten sonra Augsburg’a
döndük. Aslanlardan ayrıldım. Münih’te Marienplatz’ı irdeledim ve çok zor yer
bulduğum Viyana trenine bindim.
(11 YSGY: Motorla
yaptığımız 200 km/h aklımda. Münih de güzel kentti. Orta ve Kuzey Avrupa temmuzda
inanılmaz güzel oluyor. Aslında iklimsel olarak yalnızca temmuzda güzel oluyor
desem daha doğru mu olur acaba? Bu vesileyle, bir Hamburg temmuzunda geçen
Fatih Akın’ın Im Juli’sini de (Temmuz’da)
önermeden geçemeyeceğim.)
23 Temmuz 2001 – Viyana
Münih Olimpiyat Stadı |
23 Temmuz 2001 – Viyana
06 gibi Viyana’ya geldik. Batı istasyonundan güney istasyonuna geçmem
gerekti. Bedava metro ile geçiverdim. Külçe modundaki çantayı locker’a
kitledim. Stephansdom, Hofsburg, parlamento ve üniversiteyi gezdim. Schloss
Schönburg mudur nedir, oraya gittim. El Greco özel sergisi olmasa bir şeye
benzemez. Gece treniyle Venedik’e geçtim.
(11 YSGY: Doğrusu Schönbrunn…
Kapalı ve yağışlı hava, belki de güzel yerlere denk gelememe Viyana’nın
zihnimde çok da güzel anılar bırakmamasına sebep oldu. Geçen sene az süreliğine
de yolum düştü. Fena yer de değilmiş hani)
24 Temmuz 2001 – Venedik
Hofsburg Sarayı |
Schönbrunn Sarayı |
24 Temmuz 2001 – Venedik
Daha önce gezmeyi unuttuğum yerleri görme adına tekrar Venedik’teyim.
Rivalto Köprüsü üzerinden San Marco’ya gittim hemen. Sonra gezindim durdum
akşama kadar. Böylelikle tamamlandı Venedik hayırlısıyla. Şimdi Brindisi’ye
geçiyorum.
(11 YSGY: Peşi sıra
devam eden gece yolculukları sebebi ile iyice uykusuz kalan bedenim,
fotoğraftaki Santa Maria della Salute Bazilikası’nda artık kendini koyvermişti.
Şöyle oturup dinleneyim dediğim en ön sırada ortamın serinliliğinin de etkisiyle
rüyalar alemine dalıvermiştim. Allah bilir kaç dakika sonra gözümü açtığımda bütün
kilise cemaatinin az ötemdeki papaz efendinin yönettiği ilahilerle coştuğuna
şahit olmuştum. Allah günah yazmasın.)
25 Temmuz 2001 – Brindisi
Gondollar - Venedik |
Canale Grande - Venedik |
25 Temmuz 2001 – Brindisi
Bari’de uyandım. Kompartımanda tek kişiydim. Rahat bir yolculuktu.
10.00 gibi Brindisi’deydim. Avni ve Emre ile buluştuk. Hüseyin oralarda kalmış.
16.00 gemisiyle Türkiye’ye döndüler. Ben 19.30 gemisiyle Patras’a doğru yola
çıktım. Gece güvertede uyudum. Rüzgarlı ve soğuktu.
(11 YSGY: Temmuz
sıcağında uyuyamıyoruz diyenlere bundan sonraki göstereceğim nokta İyon Denizi’nde
seyreden bir geminin güvertesidir. Nasıl soğuktu, bak hala hatırlarım.)
04.00 gibi Korfu’ya geldik. Donmadan önce kuytuya geçtim. 06 gibi
Igoumenitsa’ya geldik. 9.00’da kalkıp saati düzelttim. 14.00 gibi Kefalonya’ya
geldik. Gece geç saatlerde Atina’ya
varabileceğim.
(11 YSGY:
Patras-Atina treninde yanımdaki koltukta oturan bir Alman, karşısında oturan kızcağıza
aslında Yunanistan’ın AB’ye alınmaması gerektiğini anlatıyordu. İyi millet
toplanıp dövmemiş. Haksız da değilmiş hani, geleceği görmüş Alaman.)
27 Temmuz 2001 – Atina
Sami - Kefalonya |
27 Temmuz 2001 – Atina
(11 YSGY: Not
yazımı son iki günde kesilmiş. Artık el ayak gitmemiş anlaşılan. Atina’dan
aklımda kalanlar: Kalamaki isimli enfes çöpşiş, siesta vakti diye kapısında
oturduğu açık kasetçi dükkanına beni almayan Yunan satıcı, Plaka’nın şen
sokakları, Akropolis, Syntagma Meydanı’ndaki nöbetçi değişimi)
28 Temmuz 2001 –
Selanik
Akropolis - Atina |
Syntagma Meydanı - Atina |
(11 YSGY: Gece yaptığım
Atina-Selanik yolculuğunda oturacak yer bulamamış, 8 saatlik yolculuğu Yunan teyzelerle
beraber koridorlarda geçirmiştik. Sabahında Ata’nın evine gitmiş, İzmir Kordon’a
benzer deniz kenarı Leoforos Nikis Caddesi’nde dolanmıştım. Yunanların iyi
niyetli ama pek de iş yapmayı sevmeyen bir tabiatta olduğunu anımsamaktayım.)
29 Temmuz 2001 – Tren – Keşan
Selanik |
Atatürk'ün doğduğu ev - Selanik |
Beyaz Kule - Selanik |
29 Temmuz 2001 – Tren – Keşan
(11 YSGY: Sabah
erken kalkan trenle Dedeağaç üzerinden sınıra gelmiştim. Akşam Keşan-İzmir
otobüsüyle seyahat sonlanmıştı.)
30 Temmuz 2001 –
İzmir
(11 YSGY: 22 gün ve yalnızca 9’u yatakta
geçirilmiş 22 gece, tümü karadan olmak üzere yaklaşık 9000 km, yorucu bir
maratondan sonra şu an aklımda kalan yalnızca mutlu anılar, tebessüm dolu flashback
kareleri. Yorulmuşum, uykusuz bitap kalmışım, hiçbirini anımsamıyorum. Gençler, ne yapın edin, interrail fırsatını değerlendirin.)
3 yorum:
Hey gidi günler...
10 yıldan fazla olmuş. Vay be!
Avni
yunanlı kardeşlerimiz o günlerden beri yatıyorlarsa para elbet suyunu çekmiştir.
iyi yapmışlar diyesim geliyor.
Kisisel is baslatmak için bir kredi gerekiyor ?.
faturanizi ödemek için bir kredi gerekiyor mu?
Simdi kredi.teklif@gmail.com bize hemen kredi transferi ile devam etkinlestirmek için: Eger ilgileniyorsaniz lütfen bu e-postayi basvurun. Ayrica bu e-postaya burada bize ulasabilirsiniz: (finance_institute2015@outlook.com) Eger ilgileniyorsaniz dolgu ve bu bilgileri dönerseniz biz,% 2 faizle kredi veriyor.
Yorum Gönder